Veriye ve Sürece Yaklaşım: Ölç, Yönet, Unutma
Giriş: Data mı Konuşur, Deneyim mi?
Bir yöneticinin masasındaki veri setleri bazen kurtarıcıdır, bazen yanıltıcı bir illüzyon. Çünkü ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz… ama sadece ölçerek de yönetemezsiniz. Türkiye ve İngiltere’de karar alma kültürü, bu denge noktasında iki zıt uçta duruyor:
Peki hangisi daha doğru?
Türkiye’de Yönetim: Hızlı Karar, Az Data, Zorunlu Danışmanlık
Türkiye’de data analizleri çoğu zaman “üst yönetime raporlama” için hazırlanır. Gerçek kararlar ise genelde deneyim ve hissiyatla alınır.
Bu yapı çeviklik sağlar ama aynı zamanda kurumun karar verme kaslarını geliştirmesini engeller.
Avantajı: Esneklik ve hızlı adaptasyon
Dezavantajı: Tutarsızlık, veri körlüğü, hesap verememe
İngiltere’de Yönetim: Data-Driven Süreç ve İyileştirme
İngiltere’de karar süreci data ile başlar.
Avantajı: Tutarlılık ve şeffaflık
Dezavantajı: Hantallık ve fırsat kaybı riski
Bir Mizansen: Satın Alma KararıSenaryo:
Şube acilen yeni bir soğutucuya ihtiyaç duyuyor. Türkiye’de:
Müdür depoya bakar, “Bu hemen alınmalı” der.
Satın alma gerçekleşir, mali parametreler sonradan hesaplanır.
Çoğu zaman cash flow yerine, finansal danışmanın “yaparız” demesiyle hareket edilir. İngiltere’de:
Talep yazılır, teknik ekip inceler, üç teklif alınır, onay komitesi karar verir. Sipariş süreci birkaç hafta alabilir.
Ek Finansal Gerçekler:
Türkiye’de Yönetici ve Data Arasındaki İkilem
Akademik Bakış: KPI, Pareto ve Finansal Analiz
Yönetimsel Gerçek: Data’ya Teslim Olmadan, Data’ya Dayanmak
En iyi liderler:
Sonuç: Data mı Karar Verir, İnsan mı?
Türkiye’nin hızlı, sezgisel yönetimi krizlerde işe yarar.
İngiltere’nin data odaklı yaklaşımı uzun vadede kalıcıdır.
Ama en güçlü liderlik, her iki sistemden en iyisini harmanlayabilen liderliktir.
Sonraki Bölüm: Liderlik Tarzları – Emir Veren mi, İlham Veren mi? Serinin finalinde, Bolum 6 da Türkiye’deki otorite merkezli liderlikle İngiltere’nin koçvari liderlik anlayışını kıyaslayacağız.